nihayet... nihayet giyindim, ayakkabilarimi cantama koydum ve gittim yilbasi milongasina... yeni yila turkiye ve hollanda saati ile girmis olmanin getirisi bir yilbasi heyecani da duymuyordum, biraksalar buranin saati ile 10 gibi yatacaktim, ama hayir yeni yila girmeden bu iliskiyi temize baglamak istedim. Hicbir sevgi bu kadar ihmale gelmez, dimi?
Ilk dans onemli olan, beni gecenin devaminda dansettirecek yada dansettirmeyecek olan.. O yuzden Sanjey'i ilk arada yakaladim, nasilsin-iyi misinden sonra, dansedelim mi dedik.. Gergin oldugum her halimdan belliydi, o da farketti tabii ki. Devamli sakin ol, diyordu :))) Yine de bekledigimden daha iyiydi sanki..
Hani sevgilinden uzak kalirsin ya bi sure, ilk karsilastiginda bi sure boyle bir "ilk zamanlar heyecan"i duyarsin, yabanci hissedersin kendini ama bi yandan hoslaniyorsundur.. Sonra yavas yavas kirilir o buzlar ve eskisi gibi olursunuz.. Arayi benim gibi cok acmissaniz, o buzlar tamamen erimeyebilir ilk gecede ama ikinci ucuncude mutlaka toparlarsiniz, seviyorsunuzdur sonucta..
Sanjey (2), Marco, Dennis, Mick (2), Micheal (3)(sosyal bilimlerde hoca), Paul (ilk defa dun tanistim, 8 yildir dansediyormus kendisi), Bob.. Sanki isimler bu... Toplamda 21 tanda desek, yaklasik 45 dans..
Gecenin sonunda Bob, "sanirim hicbir tandayi kacirmadim, sadece simdi milongaya gucum kalmadi", demesine nasil bi hayretle baktiysak aciklama ihtiyaci duyup, "11 gundur dansetmiyorum ama, kaciramazdim" demesi ile, kendimden bi ornek vermemem gerektigini anladim. Ayni zamanda hatirladim o bir hafta dansetmeyince icinde olusan sucluluk duygusunu.. Geri donmek lazim aysu hanim dedim :)))
iyi yillar, bol danslar..
Thursday, January 1, 2009
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment